Muharrem İnce’nin CHP’ye Dönüşü: Siyasal Strateji mi, İdeolojik Yeniden Konumlanma mı?

CHP’nin başına Muharrem İnce mi geçecek?

Eylül 2021'de Cumhuriyet Halk Partisi'nden (CHP) istifa ederek Memleket Partisi'ni kuran Muharrem İnce, geçtiğimiz günlerde partisinden de ayrılarak yeniden CHP rozeti taktı. Bu gelişme, Ankara kulislerinde geniş yankı uyandırdı. Ancak İnce'nin ayrılışının ardından Memleket Partisi yöneticileri partiyi devam ettirme kararı aldılar. İnce'nin güçlü liderliğiyle siyasette varlık gösteren Memleket Partisi’nin açık kalma kararı ne kadar gerçekçi?

Bu kararın arkasında ‘ince’ bir plan mı yatıyor? Karar gerçekten üyeler tarafından mı alındı, yoksa İnce’nin her ihtimale karşı partisini açık tutmak için izlediği bir strateji mi söz konusu? Bu süreçte CHP’lilerin etkisi ne kadar oldu?

 

Memleket Partisi yönetimi, İnce’nin ayrılığına rağmen partinin faaliyetlerine devam edeceğini duyurdu. Ancak bu kararın gerçekliği ve arkasındaki stratejik nedenler tartışılıyor. Bazı çevreler, bu kararın İnce tarafından yürütülen bir planın parçası olduğunu, ileride yaşanabilecek siyasi gelişmelere karşı partisini açık tutmak istediğini öne gösteriyor. Türk siyasetinde parti içi dönüşümler, yalnızca aktör değişimleri değil aynı zamanda ideolojik yeniden tanımlamalar olarak da değerlendirilebilir. Bu bağlamda Muharrem İnce’nin Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) geri dönüşü, hem partiler arası güç dinamikleri hem de parti içi stratejik konumlanmalar açısından dikkatle incelenmesi gereken bir gelişmedir.

 

İnce, 2021 yılında CHP’den ayrılarak Memleket Partisi’ni kurdu. Bu ayrılış, hem bireysel liderlik arayışının hem de merkez solun ideolojik temsilinde alternatif yaratma çabasının bir ürünü olarak değerlendirilmiştir. Fakat 2024 yılı itibarıyla İnce’nin hem Memleket Partisi’nden istifası hem de CHP’ye dönüşü, kısa vadeli siyasi hesapların mı yoksa uzun vadeli stratejik bir yön değişiminin mi işareti olduğuna dair soruları beraberinde getirmiştir. İnce'nin gelecekteki siyasi pozisyonunu koruma amacı taşıdığı gözden kaçmamalıdır.

 

 

Gizli Plan mı, Alternatif CHP mi?

 

Memleket Partisi yönetimi İnce’siz yola devam etme kararı alsa da, partinin “açık kalma” ısrarı kamuoyunda soru işaretleri yarattı. CHP içindeki bazı kaynaklar, İnce’nin bu yapıyı ileride yeniden yapılandırmak için ayakta tuttuğunu iddia ediyor.

 

En çok konuşulan senaryo ise oldukça çarpıcı: Eğer CHP’de yaşanan yolsuzluk ve kayyum krizi sonrası Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığına dönmesi mümkün olursa, İnce’nin etrafında toplanan bazı isimlerin Memleket Partisi’ni kullanarak “yeni bir CHP” oluşturacağı yönünde.

Siyasi kulisler bu soruya tek cümleyle yanıt veriyor: “İnce, yedek planını devreye soktu!”

CHP’de patlayan yolsuzluk dosyaları, Özgür Özel’in sert çıkışları ve Kılıçdaroğlu’nun gölgesi... Hepsi İnce’nin satranç tahtasında birer taş olabilir mi?

 

Daha düne kadar İnce’yi aday yapmayan CHP, şimdi olağanüstü şartlarda onu neden aday göstersin? Kulislerde en çok konuşulan iddia, İnce’yi CHP’ye dönmeye ikna edenin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğu yönünde.

 

Asıl dikkat çekici durum aslında şu;

 

Erdoğan’ın Parmağı Var mı?

 

İddialar sadece parti içi hesaplaşmalarla sınırlı değil. Kulislerde en çok konuşulan başlıklardan biri, Muharrem İnce’nin CHP’ye dönüşünde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dolaylı bir etkisinin olup olmadığı. Siyaset çevrelerinde “İnce, Cumhurbaşkanı’nın telkiniyle döndü” noktasında. Ama çok fazla yüksek ses ile dillendirilmiyor bu durum şimdilik.

 

Görünen o ki Türkiye siyaseti bir süre daha cadı kazanı gibi kaynamaya devam edecek.

Son sorular ile noktayı koyalım:

İnce’nin geri dönüş planı, aslında içinde ukde kalan CHP Genel Başkanlığı hayaliyle mi ilgili?

 

 

 

 

 

 

Gelelim diğer önemli bir konuya… Bu noktaya değinmeden geçemeyiz.

 

Yolsuzluk Dosyaları, Zamanlama ve Özgür Özel'in Rolü

 

Muharrem İnce’nin dönüşüyle eşzamanlı şekilde yaşanan CHP’deki yolsuzluk operasyonları ve Özgür Özel’in söylemlerindeki sertleşme de dikkat çekici. Parti içinden gelen itiraf niteliğindeki açıklamalar, 13 yıl boyunca benzer olaylara sahne olmayan CHP'nin neden bu kadar kısa sürede krizle karşılaştığını sorgulatıyor.

 

Nedense tüm yolsuzluklar, çok kısa bir süre içerisinde Özgür Bey'in göreve gelmesinden sonra yaşandı. Peki, neden Kemal Kılıçdaroğlu’nun 13 yıllık genel başkanlığı döneminde böyle olaylar ortaya çıkmadı?

 

Burada büyük bir boşluk olduğu açık. En büyük soru işareti belki de bu.

 

CHP’liler sürecin Erdoğan tarafından başlatıldığını savunuyor. Peki, Kemal Bey görevdeyken Erdoğan bu ülkenin Cumhurbaşkanı değil miydi? Seçim dönemlerinde aralarında ciddi gerilim yaşanırken, eğer Erdoğan isteseydi bu iddiaları o dönemde kullanmaz mıydı?

 

Bu noktada CHP’ye ve CHP’li dostlara bir çağrı yapmak isterim: Bu yaşananlara Erdoğan’dan çok ‘Devlet’ rahatsız oldu! Devlet, “Bu yolsuzluğa ne yapıyorsun sen?” dedi.

 

Bence en doğrusu, geçtiğimiz günlerde bir televizyon programına katılan Özgür Özel’in rüşvet olayının parti içinde varlığını yarım ağızla da olsa kabul etmesi gibi, sizlerin de bu gerçeği kabul edip CHP’nin Atatürk’ün kurduğu parti olduğunu yeniden vurgulamanız olacaktır.

 

CHP’nin hesap verebilirlik ve şeffaflık ilkeleri ile olan bağını yeniden sorgulamaya açmaktadır doğru olan

 

 

O zaman Özel Haberimizi şöyle bitirelim;

 

SİYASİ ZEKÂ OYUNU MU?

İnce'nin Dönüşüyle Ankara Siyaseti Alarm Veriyor!

 

---

 

"Geri Dönüş" Dalgası:

Muharrem İnce CHP Rozetini Yeniden Taktı!

Memleket Partisi hâlâ açık. Neden?

İnce sessiz, kulisler çalkantılı.

 

---

 

Erdoğan Etkisi Var mı?

"Bu planı Cumhurbaşkanı mı fısıldadı?"

CHP kulisleri tek bir soruya kilitlendi:

"İnce bu oyuna tek başına mı girdi?"

 

---

 

CHP'de Kriz Üstüne Kriz

Yolsuzluk dosyaları, kayyum sorunu, sertleşen açıklamalar...

Özgür Özel dönemiyle gelen çalkantı

Kemal Kılıçdaroğlu’nun gölgesi hâlâ masada

 

---

 

Yeni Siyasi Hamle mi Geliyor?

8 Eylül'deki dava belirleyici olabilir!

CHP bölünür mü?

Yeni merkez-sol oluşum doğar mı?

İnce’nin gerçek hedefi: Genel Başkanlık mı?