YAŞAM YOLCULUĞUNU ELE ALIYOR
Cangül Soydemir, okuyucu ile buluşan yeni kitabı ‘Bir de Neyden Dinle’de, yaşamı bir neyin yolculuğuyla ele alarak anlatıyor. Soydemir, yaşam yolcuğunda yer alan ayrılıkları, gerçek aşkı, özünü arayan insanı, ince ipek bir kumaşa benzeyen ruhu, bedeni, zamanın sonsuz döngüsünü ve en önemlisi maneviyatı, didaktik bir dilden uzak, yalın, samimi ve zarif üslubuyla okuruyla buluşturuyor.
Psikosentez ve meditasyonu buluşturan metodu ile danışanlarına rehberlik eden Cangül Soydemir’in Eva Yayınları’ndan çıkan ikinci kitabı ‘Bir de Neyden Dinle’ okuyucu ile buluştu. Psikosentez Yaşam Koçu ve Meditasyon Eğitmeni de olan Soydemir, insan olma yolculuğunun, içinde feryatları, acıları ve sırları barındıran bir zincirleme yol gibi, kökünün nereye gittiğini kestirmenin zor olduğunu ifade ediyor. Yolun nereye vardığını öngörmenin kolay olmadığını ama özde bir şeyin, derin bir hissin, sözcüklerle ifade edilemeyen bir inancın, cezbedici bir unsura doğru yola devam etmenizi sağladığını anlatan yazar kendi yolculuğundan da örnekler veriyor.
Soydemir Mevlana ve Mesnevi’ye de yer verdiği kitabıyla ilgili şunları söylüyor: ‘Bir De Neyden Dinle, yaşamın bana ani, hızlı ve büyük bir değişim getirdiği zaman ve yerde doğdu. Bu nedenle benim için de farklı bir öneme sahip. Yeni bir kapıdan attığım adımla başlayıp tamamlanmış bir doğum bu. Kitabı yazarken çok derinlere daldım. Neyi duydum, dinledim, üfledim. Neyin kendisi oldum… Ney ustaları ney yapacakları kamışı kendileri seçermiş. Binlercesi arasından seçilen kamışlar, bekletilerek demlenirler, kendileri gibi olanların arasından sıyrılarak geldikleri yeni yerlerine uyum sağlayabildilerse içleri, en iç’e doğru oyularak temizlenir, daha sonra perdeleri açılırmış… Seçilen ney, bu yolcuğun sonunda İlahi denilen pürüzsüz sesin sahibi olurmuş. Kamışın ney olma hikâyesi tıpkı insana benzer, bu yüzdendir ki Mevlâna İlk On Sekiz Beyit’inde; “Dinle, bu ney nasıl şikâyet ediyor; ayrılıkları nasıl anlatıyor. Diyor ki; Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryadımla erkek de ağlayıp inlemiştir, kadın da”der.
İnsanın da içe doğru derinleşen, arınan, sonra soluk veren olduğunu vurgulayan Cangül Soydemir, kitabında yaşam yolcuğunu da ‘ney’e benzetiyor. Ney’in ortaya çıkışı gibi ayrılıkları, gerçek aşkı, özünü arayan insanı, ince ipek bir kumaşa benzeyen ruhu, bedeni, zamanın sonsuz döngüsünü ve en önemlisi de maneviyatı ile dolu bir yolculuk. Maneviyatın gizli olduğuna değinen yazar, maneviyatın kalbini gerçekten açana kendini açtığına vurgu yaparak, insanın onu görmesini, idrak etmesini bekler diyor. İnsanın adeta binlerce kamışın içinden sıyrılan bir ney gibi, sonsuz bir okyanus olan dünyada, maneviyat; bu okyanusun içinde kaybolmak yerine özgürce yüzmesine, kendi cinsinden kuşlarla uçmasına rehberlik ettiğini akıcı ve sıcacık bir dille aktarıyor.